Bir Aşkla Başlayan Dubai Macerası
“Aşk gözümü kör etmişti. Başka bir şey umurumda değildi. Her şeye razı geldim,” diyerek Dubai'ye geliş hikayesini anlatan Ayça Günay, sosyal sorumluluk alanında yaptığı işleri de aynı aşkla yoğuranlardan... Dubai'nin kendisine beklediğinden de çok kapı açtığını aktarırken dünya vatandaşı olmanın da önemine dikkat çekiyor. Sultans Of Dubai topluluğunu ikinci ailesi olarak gören Günay, Türkiye'den Dubai'ye gelen ülkemiz vatandaşlarını da bu büyük aileyle tanışmaya davet ediyor. Ayça Günay, Dubai hikayesini sizlerle paylaştı.
Öncelikle bize kendinizden bahseder misiniz?
1978 Ankara doğumluyum. İlk orta ve liseyi Ankara’da okuduktan sonra Üniversite için Eskişehir’e gittim. Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Basın Yayıncılık bölümünü bitirdim. Okurken Dünya Gazetesi Eskişehir Bölge temsilciliğinde görev yapım. Ardından Kanal D, Habertürk, Nokta Dergisi, Mediacat ve yine eve dönüş Habertürk’te sabah haberleri editörü olarak görev aldım. 2006 yılında evlenerek Dubai’ye geldim. Burada da 23 Nisan organizasyonu sayesinde Sultans of Dubai ve Yonca ile Seben hayatıma girdi. Geldiğimde ilk üç yıl eşimin çalıştığı şirkette görev aldım. Kızım dünyaya gelince çalışma hayatıma nokta koydum. Ama sosyal sorumluluk projelerinde görev almaya devam ettim. Şu anda bir kız bir erkek çocuğum var. Biraz büyüdüklerine inanınca en sevdiğim şey yazmaya yöneldim. Geçen yıl Erbulak Evi’nden ders almaya başladım ve kollektif kitap Azaldıkça Çoğalıyor ’um da bir öyküm yayınlandı. Bu sene de yine aynı ekiple roman yazmak için yola çıktım. Sene sonunda umarım romanım çıkacak.
Dubai’ye taşınmaya nasıl karar verdiniz? Sizi bu ülkeye getiren ne oldu?
Bu şehre aşk için geldim. Eşimle yaklaşık 4.5 yıl birliktelik sonunda evlenmeye karar verdik. Burada çalışıyordu. Gelir misin dedi. Gelirim dedim ve şehri daha önceden hiç görmeye gerek bile duymadan evlendim, geldim.
Dubai’ye taşınmadan önce kafanızda soru işaretleri var mıydı? Burada yaşamaya başladıktan sonra nasıl bir Dubai karşıladı sizi?
Burası sonuçta bir Ortadoğu ülkesi idi. Ne ile karşılaşacağımı bilmiyordum. Ama aşk gözümü kör etmişti. Umurumda değildi. Her şeye razı geldim. Gelince de alışmam bir seneyi bulsa da çok sevdim evim oldu. Şehre ait hiçbir beklentim yoktu ama o bana fazlasını verdi.
‘Sultans of Dubai’ topluluğunda ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? Dubai’de yaşayan Türkler neden SOD ailesine katılmalı?
Bir 23 Nisan komitemiz var. Burada yaklaşık 8 senedir sponsor sorumlusu olarak görev yaptım. Şirketler ile bağlantı kurarak, kutlama için mali destek bulmaya çalışıyorum. Bu sonuçta ekip işiydi tek başıma değildim. Seben ile beraber birlikte çalışırdık. Ayrıca kadınları, yeni gelenleri bir araya getiren ‘çarşamba kahvesi’ adı altında kahvaltılar düzenliyoruz. Bir de iki yıldır bir voleybol takımı kurduk. Geçen yıl konsolosluğun düzenlediği turnuvaya katıldık. Hala antrenmanlarımız devam ediyor. SOD herkesi kucaklayan, hiç kimseyi birbirinden ayırmayan, kucaklayıcı, birleştirici, sorulara, sorunlara çare olmaya çalışan kocaman bir aile.
Dubai’de Türklerin iş yaşamında oldukça başarılı olduğunu görüyoruz ve okuyoruz… Siz bu başarıyı neye bağlıyorsunuz?
Beyin göçü. Genelde en iyi üniversiteleri okuyan ve ülkesinde gerekli değeri göremeyen pırlanta beyinler burada kendilerine yol buluyorlar.
Dubai’de yaşıyor olmanın pozitif tarafları ve avantajları nelerdir?
Eğer yaz mevsimini seviyorsanız yılın 7 ayı deniz, kum, güneş üçlüsünü doyasıya yaşayabilirsiniz. Her milletten farklılıkların hâkim olduğu bu şehirde her daim bir festival, kutlama ile karşılaşabilirsiniz. Saygı, hoşgörü ve sükûnet hakimdir. Expat olarak inancınız, diliniz, dininiz veya ırkınızla ilgili hiçbir kötü durumla karşılaşmazsınız. Her türlü ürünü bütçenize uygun bulabileceğiniz çeşitli marketler mümkün. Elektronik ve duty freesi hala diğer her ülkeden daha ucuz.
Dubai’de çalışan bir anne olarak, kendi kültürünüzden uzak bir bölgede çocuk yetiştirmenin zorlukları ve avantajlarından bahsedebilir misiniz?
Avantajları dünya vatandaşı olarak yetişiyorlar. Çeşitli milletlerden arkadaşları oluyor. Güvenli bir şehir olduğu için biraz fanusta yaşasalar da tehlike onların lügatında pek yer almıyor, onlar için endişelenmiyorsunuz. Her türlü imkana sahipler.
Zorlukları kendi öz benliklerini ne kadar aşılamaya çalışırsanız çalışın, çok vatanperver olmuyorlar. Onlar için Türkiye büyükleri ziyaret ve tatil harici pek fazla bir şey ifade etmiyor. Burada milli bayramları coşkuyla kutlamamıza rağmen Ankara’ya Anıtkabir’e gittiğimiz zaman bizim kuşak kadar duygusallaşmıyorlar. Onlar için tarihi bir ziyaretten öteye geçemiyor. Bazı gelenek, görenek, örf ve adetlerden uzak kalıyorlar.
Sizce Dubai’de yaşam koşulları Türkiye’ye göre nasıl? Sağlık, eğitim, ulaşım, hayat pahalılığı gibi konuları kısaca karşılaştırmanız mümkün mü?
Burası Türkiye ile mukayese bile edilemez. Her yönüyle daha avantajlı
Türkiye’ye dair en çok neleri özlüyorsunuz?
Ailemi, sevdiklerimi, doğasını, balkon keyfini, yeşilliğini, ormanlarını, soğuğunu, üşümeyi.
Yurt dışına taşınmak isteyenlere ve özellikle Dubai’ye yerleşmek isteyeceklere tavsiyeleriniz nelerdir?
Öncelikle sırf Dubai için değil her ülke için değer görmek istiyorlarsa iyi bir diplomaya sahip olsunlar. İyi bir bölüm ve üniversite onlara her kapıyı açar ve yeter ki azmetsinler. Bir de burada mutlaka iyi bir yaşam için kayda değer bir gelirlerinin olması gerekiyor. Şartları öğrenip öyle gelsinler.